NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
الْحَسَنُ
بْنُ عَلِيٍّ
حَدَّثَنَا
ابْنُ أَبِي
مَرْيَمَ
أَخْبَرَنَا
يَحْيَى بْنُ
أَيُّوبَ
عَنْ ابْنِ
الْهَادِ عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
إِبْرَاهِيمَ
عَنْ أَبِي
سَلَمَةَ
عَنْ أَبِي سَعِيدٍ
الْخُدْرِيِّ
أَنَّهُ
لَمَّا حَضَرَهُ
الْمَوْتُ
دَعَا
بِثِيَابٍ
جُدُدٍ فَلَبِسَهَا
ثُمَّ قَالَ
سَمِعْتُ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ
إِنَّ
الْمَيِّتَ
يُبْعَثُ فِي
ثِيَابِهِ
الَّتِي
يَمُوتُ
فِيهَا
Ebû Said el-Hudri'den (rivayet
edildiğine göre
Kendisine ölüm
yaklaşınca yeni elbiseler isteyip onları giymiş, sonra (şöyle) demiştir:
"Ben
Rasûlullah(s.a.v.)'i, (kişi) ölürken üzerinde bulunan elbiseler içerisinde
diriltilir- derken işittim.”
İzah:
Hz. Ebû Said el-Hudri,
bu hadis-i şerifin zahiriyle amel ederek ölümünden önce yeni elbiselerini
giyinmiş ve yeni elbiseleri içerisinde hayata gözlerini kapamıştır. Çünkü
hadis-i şerifin zahirinden anlaşılan, manâya göre, kişi ölürken üzerinde
bulunan elbiseler içerisinde diriltilerek kabrinden kalkacaktır.
Bu manâ "Ey
insanlar, hiç şüphe yok ki siz Allah(m huzurund)a yalınayak, çıplak ve
sünnetsiz olarak hasredileceksiniz.”[Buhârî, sûre; tefsir sûre; Müslim, cennet;
Tirmizî, kıyame, tefsir sûre; Nesâî, cenaiz ; Ahmed b. Hanbel 1-223, 229, 235;
III-495, Vl-53.] mealindeki hadis-i şerife aykırı değildir. Çünkü ba's
(dirilip kabirden kalkma) ile haşr (arasat meydarımda toplanma) ayrı ayrı
şeylerdir. Binaenaleyh, insanlar ölürken giyinmiş oldukları elbiseler
içerisinde kabirlerinden kalkacaklar, fakat arasat meydanında çıplak olarak
toplanacaklardır. Muhakkik hadis âlimleri ise, mevzu m uzu teşkil eden ve bu
hadis-i şerifte geçen "siyab = elbiseler" kelimesine amel manâsı
vermişler ve "İnsan iyi veya kötü hangi ameli işleyerek ölürse,
mezarından kalkarken de o ameli işleyerek kalkar." demişlerdir. Gerçekten
de Araplar, bir kimsenin iyiliğini, temizliğini ve ayıplardan uzak olduğunu
ifade etmek istedikleri zaman; "Falan kimse temiz elbiselidir" derler.
Bir kimsenin kötülüğünü ifade edecekleri zaman da "Falan kimsenin elbiseleri
kirlidir." tabirini kullanırlar. Nitekim Yüce Allah Kur'ân-ı Kerim'-inde
"Elbiseni temizle"[Müddessir 4] buyruğuyla güzel ameller yapmayı
emretmiştir. Her ne kadar bazıları sözkonusu siyab, kelimesine
"kefen" manâsı vermişlerse de, bu manânın hiç bir dayanağı yoktur.
Çünkü burada ölmeden önce giyilecek olan elbise söz konusudur, kefense Öldükten
sonra giyilir. Bu bakımdan bu görüş Aynî ve Harevî gibi muhakkik âlimler
tarafından reddedilmiştir.